9 Nisan 2013 Salı

lumen.



1.
nereye seni yazsam
sezonun son kargaları döküldü düğüm düğüm
benim kadar suskundu hepsi de; çıt!

2.
bu sabah yine kız çocuğuydum
sende uyanmayı istiyordum
                        hepsi bu
hapsine gireceğimi bilmiyordum
müebbet yerim diye korkuyorum
bu avuçlarım yok mu
                        bırak bunları
ellerinin aksinden de korkuyorum üzerimde
kendimden
ve sayıklamalarımı ciddiye alıp gitmenden de

3.
en çok seni istiyorum
nedensiz dalaşıyorum kendimle
arafa dek uzuyorum
altımda ufacık sırat     
4.
canım yanmıyor ateşi yutarken
nedense kendime gölge sana güneşim
eksik bir fırtına besliyorum
dağlar kendini doğuruyor her seferinde
her şey yarım kalıyor
belki günü gelince…

5.
sen, kendime çaktırmadan biriktirdiğim
üstelik soludukça değiştiğim
bir tek sen kalacaksın geride aynalar oyunu terk ettiğinde


4 Nisan 2013 Perşembe

Ilex spp.




Bu sözler üzerine zangır zangır titremeye başladı. Gözleri açıldı, sakin halini kaybetti. Telaşla cebinden çıkardığı ilaçları ağzına attı.

“Korkuyorum. Kendimin kim olduğunu anlayamadığım zamanlar var. Aynaya baktığımda bile kim olduğumu bilemediğim oluyor. Vücudum iki parçaya bölünmüş de ayrı ayrı hareket ediyormuş gibi. Ben, on bin sinek arasında bir tane olduğunu söyleyen insan yüzlü sineği yuttum. O insan yüzlü sinek, insan olarak yaşadığı bir önceki hayatında işlediği feci suçlar yüzünden bu yaşamında sineğe dönüştürülmüş. Kafamın içinde uçup duruyor, bana hükmetmeye çalışıyor. İnsanların camdan kemiklerini kırmamı istiyor.”

Yine de bir şeyler eksikti. Önemli bir şeyler. Kek yaparken vanilya tozunu unutmak gibi.

Camı açtı. Camın kenarındaki midye kabuklarından bir kısmı yere düştü. Henüz oje sürdüğü ayak parmaklarına yakın bir yere isabet ettiler. Birden içi boşaldı. İç çamaşırlarına kadar terden sırılsıklam olmuştu. Güneşin altında kızgınlaşan yoldan çıkan buğu uzaklardaki manzaranın yamulmasına neden oluyordu. Pencereden giren rüzgarla kitabın sayfaları açıldı. Sağ sayfada yazan cümle gülümsetti. “Ciddi kızların cazibesi olmaz. O yüzden ciddi olmak istemem.”

3 Nisan 2013 Çarşamba

Manto (Μαντώ)



Sonra,
sonra demiri büktü adam
kedilerin hayretini paylaştı
hafif bir duruş verdi aksine,
kadının yanına uzandı,
uzandı boylu boyunca.


İlkin,
ilkin uyandı adam:
dün sabahlardaki gibi
şehirde, apartmanda, banyoda
büyük ayna karşısında
sık dişli tarağıyla
taradı düşüncelerini
gece kötüdür, dağılır hisler, saçlar, düşünceler
taradı titizlikle,
bir insan gibi.


Önce,
önce kadın kıvrıldı,
kıvrıldı nehir gibi
bir adam dedi kadın;

"Yıkmak olsun bu kenti...."