15 Mayıs 2008 Perşembe

Kaki King







Metrik Sistemle Abaküse Yazılmış Şarkılar

Müzik otoritelerinin en iyi 20 gitarist arasında gösterdiği, Eddie Vedder, Dave Grohl ve Sean Penn gibi inanılmaz isimlerle çalışan ''Guitar Goddes'' Kaki King 14 Mayıs Çarşamba gecesi Indigo'daydı
Rock yıldızları gitarlarına takındıkları deli tavırlarıyla tanınır. Jimi Hendrix dişleriyle telleri çekerken, Pete Townshend gitarını sahnede kırar kırıldığından emin olmak için tekrar gelir tekrar kırardı. Günümüzde ise müzikal ortamlarda fenomen haline gelmiş bir kadın var ki o iki eliyle gitarın tellerini çekiştirirken aynı zamanda da gitarın gövdesine vurabiliyor. Erkek egemenliğinin yoğunlukla hissedildiği bir enstrümanı tek başına 'kadın haliyle' kelimenin tam anlamıyla 'konuşturan' Kaki King, Rolling Stone Türkiye'nin ikinci yaşgünü gecesi kapsamında Türkiye'deydi. Kendisine has akustik tarzıyla diğer gitar virtüözlerinin arasından zorlanmadan sıyrılan 28 yaşındaki Katherine Elizabeth King, aslında bu yönünü çalmaya başladığı ilk enstrüman olan davuldan kopamamasına borçlu. Basit 6 telli bir gitarı alışılmadık parmak tekniğiyle mutasyona uğratan Kaki ona evrim geçirtirerek bir gitar/perküsyon kırması elde ediyor. Gitarının tellerini ovalayan, sıkan ve kafasına kafasına vuran sanatçı haliyle bu kadar çok ses çıkartınca müzikal haritada da yeri 'funk ve flamenko' arasında bir yerlerde oluyor.İlk albümü olan ''Everybody Loves You'' 2003 yılında yayınlanan Kaki enstrümantal bir albüme imza attı. Eleştirmenler onun Michael Hedges ile Van Halen arasında bir yerde durduğunu söyledi. 2004'te yayınlanan ve grup müziğine göz kırpan ama biri hariç tamamı enstrümental parçalardan oluşan ikinci albümü ''Legs to Make Us Longer'' ilk albümün esintilerini yansıtsada hissedilir oranda artan bass ritimleri ve dub etkisiyle ilk albümden daha sert bir konumda durdu."Until We Felt Red'' adlı üçüncü albümünü yayınlayan sanatçı bu sefer elektrik, akustik ve pedal-steel gitarları birbirlerinin içinde eritmesinin yanısıra daha önceden denemediği bir yönteme merhaba dedi..kendi sesi.."Until We Felt Red''de derinden gelen bir hikaye anlatır gibi seslendirdiği parçalarında hep kendi naturel sesini kullanmak istedi bu yüzdendir ki daha kişisel sözler yazarken buldu kendini. Yaratıcılığını kamçılayan ve ona meydan okuyan şarkı sözü yazarlığından ilk başta çok korktuğunu itiraf eden Kaki King artık durumdan fazlaca zevk aldığını gizlemiyor. 11 martta çıkan son albümü ''Dreaming of Revenge'' yine benzer bir çekirdeğe sahip. Agresif ritmik kalıplarla donatılmış ancak bu sefer katmanlı distorsiyon ve birbirine dolaşmış melodilerle şaha kalkmış bir albüm var karşımızda.Albüm çalışmaları haricinde ki projeleriyle yerini sağlamlaştıran virtüözün hayranları arasında Dave Grohl'da yer alıyor. 2007 sonunda Foo Fighters konserlerinde konuk sanatçı olan Kaki,yine 2007'de Sean Penn'nin yönettiği ''In To The Wild'' ın film müziklerini Eddie Vedder'la beraber inşa etti. Bu çalışmasıyla En İyi Orijinal Film Müziği dalında Altın Küre ödülüne aday oldu ayrıca bu sene En İyi Orijinal Film Müziği dalında Oscar’a aday gösterilen ''August Rush'' filminin soundtrack’inde iki şarkıyla da yer aldı.

Herkes yerlerine!

Kaki King'in performansı başlamadan önce tüm seyirci soluğunu tutmuş bekliyordu. Olağan indigo kitlesi haricinde ki bir kitle bekliyordu sanatçıyı..Sahnede ufak bir sandalye, King ve gitarları vardı. Sanki ufak bir kız çocuğu gibi bir gitarı bırakıp diğerini alan Kaki bizleri sıcak tınılarla karşılarken tüm duyularınmıza hitap eden bir konser kulak zarlarımızda titreşmeye başlamıştı bile..En sevilen parçalarından ''Bone Chaos in The Chastle'', Conan O'brian Show' da çalıdığı ''Playing with the Pink Song'' ve kapanış şarkısı olarak seçtiği muazzam aromalı ''They Loved it in Italy'' orada bulunan tüm insanları kendine hayran bıraktı..Temmuz ayında tekrar gelebileceğinin sinyallerini veren Kaki ilk defa geldiği Türkiye'yi çok sevdiğini ve burada ki müzikal kaliteyi oldukça beğendiğini belirtti.

İsmin Rolling Stone Dergisi'nin seçtiği en büyük rock tanrıları arasında bulunuyor. Bu seviyeye gelebilmek için oldukça sıkı çalışmak gerekir kanımca.. Aslında bu başarı parça oluşturmak, şarkı sözü yazmak ve kendimi ifade etmek için zorladığımda kendiliğinden meydana gelen bir durumdu. Çok küçük yaştan beri gitarla beraberim ve insanlar bu seviyeye ulaşmak için her gün saatlerce çalışmak gerektiğini sanıyorlar ama gerçekte öyle değil. Sadece müziği sevmek ve onunla beraber yaşamayı öğrenmek gerekli.

Şarkı oluştururken sadece enstrümantal yaklaşımla liriksel yaklaşım arasında o kadar da büyük bir fark var mı? Mükemmel şarkı sözleri yazan insanlar var ama ben onlardan biri değilim. Benim için bu kendi sesimi bir enstrüman olarak kullanmak demek. Böylelikle kendimi daha net ifade edebildiğimi düşünüyorum. Enstrümantal müzikte dinleyciler müziğin kendilerine hissettirdiklerini kendilerince yorumluyorlar. İşin içine liriklerimi kattığımdaysa sadece benim onlara söylemek istediklerimi anlıyorlar. Bu bana daha yoğun geliyor.

Melodilerine aşık olmuş hayranlarını vokal tarzınla tatmin edemiyeceğinden korktuğun oldu mu?
Benim tek derdim başarılı bir canlı performans sunmak. Beni dinlemek için bilet alan insanları müziğe doyurmak. Kafamda ki seslerle yol buluyorum kimse bana ''bunu böyle yap'' Demiyor. Sadece müzik yapıyorum. Herkesi memnun etmek imkansız o halde denemenin de bir anlamı yok.

Tüm albümlerinde ki solo akustik çalışmalarında dikkate değer bir farklılık göze çarpıyor..Bu durumun bir tetikliyicisi olmalı.. Tabi ki de var: Yaratıcılığımın azalması. Bazı anlarda, bazı müziklere ağırlık veriyorum çünkü o aralar oluşturduğum şarkılar bana tatsız geliyor.Yeni bir şeyler deniyorum böylelikle tarz değişimine gidiyorum. Hem ben çabuk sıkılan birisiyimdir ayrıca..

Parçalarının genel havasını melankolik ve üzüntülü diye nitelendirenler hakkındaki fikirlerin neler?
Gayet doğru bir analiz çünkü öyleler. Mutlu bir şarkı yapmam çünkü bir anlamı yok benim için. Üzüntülü bir parça dinlediğinizde etkilenirsiniz. Etkilenmeniz gerekir ki ilerlemek için arınmanız kolay olsun.

Lezbiyen olduğun için müzik endüstrisinde hiç baskı hissettiğin oldu mu? Hayır. Çoğu insan bilmiyor. Bilenlerin de umurunda değil pek. Ben sahnedeyken müzik icra ediyorum, gitar çalıyorum, şarkı söylüyorum. Eşcinsel olmamın bu konularla bir alakası yok.

'August Rush'' ta ki yetenekli eller olma süreci nasıl gelişti? Beni seçmelerinin nedeni hem bana verilen kısmı daha iyi bir hale getirebilme yeteneğim hem de küçük bir erkek çocuk kostümüne sığabilip kolayca el dublörü olabilmem. Sanırım bu sebepten.

Hayatın boyunca müziğinin seninle beraber yürümesi gerektiğini ne zaman anladın? Doğruyu söylemek gerekirse hala tam olarak anlamış sayılmam. Daha iyi bir şey bulana kadar her gün uyanınca müzik yapmaya devam edeceğim sanırım. Bundan daha iyisini bulacağımdan şüpheliyim ya neyse..