11 Mart 2008 Salı

beetles and spider




Kate Wax

Karanlık ve Ateşli

Elektronik müzik sahnesinin canlı performans yeteneğine sahip müzisyenleri az bulunur niteliktedir. Müziği ve sahnesiyle kendi atmosferini yaratabilenler ise her zaman bir oktav üstten vurur. Kate Wax, sahnede büründüğü kimlikleriyle bir junglör edasıyla oynayabilen, ruhsal devinimlerini müziğine yansıtarak izleyenleri kendi dünyalarında yolculuğa çıkarabilecek, ateşinin kavurduğu kadar isi de iz bırakan bir kız çocuğu; ama hiç masum değil.


68 kuşağının efsane topluluğu The Doors grubunun tuhaf, hipnotize edici, ayin havasındaki sahne performanslarını herkes bilir. Bir kez bu yoğun ritüeli izledikten sonra o an için gerçeklik ve zaman mekan anlayışını yitirirsiniz. İşte Kate Wax’ ın sahnedeki varlığı da böylesine yoğun ve gizemli. İzleyicileri sahnede tek kişilik bir orkestra seyrediyorlarmış gibi olur ve müziğindeki minimal dokunuşları ense köklerine kadar hissederler.

Kate Wax’ın benzersiz, kendine has, tuhaf, meydan okuyan dünyasının ürünü olan müziği, Tibet ve Avrupa’ya dayanan kökeni ve anneannesi ile çocukluğu boyunca sürekli gezmesiyle ilişkillendirilebilir. Kendi dünyasının derinlerine girmek adına işe önce grafik tasarımdan başlayan Kate, Autechre ve Aphex Twin müzikleriyle tanışmasıyla beraber elektronik enstrümanların yerçekimsiz dünyasında kendine bir yer edinmeyi kafasına koyar. Müzikal yaşamı ise 2001’de Cenevre’de kendi stüdyosunda yaptığı çalışmalarla hayata gözlerini açar.

Performansları esnasında sample vokal kullanmayan Kate’in ana enstrümanı kendi sesi. Müziğini gerçekleştirebilmek için sahnede yarattığı sanal grubuyla synthesizer’ları ve drum box’ları dile getirirken, bizleri de bilinçaltının bir yansıması olan sürreal dünyasının içine çekiyor.

Yaptığı işin tanımı PJ Harvey, Bauhaus, Cabaret Voltaire, Run DMC, electro-pop, hip hop, grime, blues, lo-fi, techno, punk, Bach’s Cantatas ve daha birçok tarz ve ismin karışımı olarak ifade ediliyor. Kate, kimi zaman seksi vamp bir kadına, kimi zaman melankolik bir genç kıza, çoğu zaman da kendi meleklerinin ve hayaletlerinin kurbanı bir deliye bürünerek karizmatik ve kendi bildiği yolun ürünleri olan sözleriyle elektronik müzikteki rolünü güçlendiriyor.

Müziğin ilk aşamasında genellikle sözleri yazan, tonlamaları ayarlayan ve kısa bir zaman diliminde kayıt aşamasına geçen Kate, bu süreci fotoğraf çekmeye benzetiyor. Dakikaları, duyguları ve enerjileri dondurmaktan hoşlanan müzisyenin seyircilerine; hikayelerini, korkularını, iblislerini ve rüyalarını aktarmaktan zevk aldığı aşikar.

Felix da Housecat, Ellen Alien, Trevor Jackson, Roman Fluegel gibi birçok ünlü ismin tam destek verdiği Kate Wax, yeteneğini farklı kulvarlarda kullanabilmek için halen soprano eğitimi almakta.

Kristal berraklığındaki sesiyle bizlerin karanlıkta kalan duygularını okşayan ve performansı esnasında makinelerle sevişirken müzik yapan kadını görmek ve ondan bir parça koparmak ne de şık dururdu..